Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Sitenin sağında bir giydirme reklam

İHH üyelerinden '8 Mart Dünya Kadınlar Günü' açıklaması

Gündem (Web Sitesi) - Web Sitesi | 08.03.2022 - 18:58, Güncelleme: 09.03.2022 - 11:15
 

İHH üyelerinden '8 Mart Dünya Kadınlar Günü' açıklaması

Adıyaman Genç İHH kadın kolları tarafından '8 Mart Dünya Kadınlar Günü' nedeniyle düzenlediği basın açıklamasında, Doğu Türkistanlı kadınlara yönelik insanlık dışı uygulamaların son bulmasını istedi.

Demokrasi Parkı önünde toplanan vatandaşlar ve İHH üye ve gönüllüleri Doğu Türkistanlı kadınlara yönelik insanlık dışı uygulamaları kınadı. Toplanan üyeler adına açıklama yapan İHH Kadın Kolları Başkanı Güzide Karaca,"Doğu-Batı fark etmeksizin her kadının öncelikle yaşama, giyinme; yeme, içme, inanç ve ibadetlerini özgürce ifa etmesi gayesiyle birleşiyoruz. Kadınlarımızın ötekileştirilmemesi, zulüm görmemesi ve baskın ideolojilerin galip geldiği coğrafyalarda sesini duyuramamasından dolayı tüm kısık seslerin nidası olmak adına farklı meydanlardan farklı megafonlardan aynı cümleleri zulme karşı kaldırıyoruz. Ele geçirilen Doğu Türkistan bölgesinde illegal yollarla kurulan toplama kamplarında kadınlığı, anneliği ve en başta insanlığı gasp eden bu işgali kınıyoruz. 8 Mart gününün anlam ve önemine binaen amacımız; Doğu Türkistan başta olmak üzere yaşayan her kadının onuruyla, inancıyla ve öz benliğiyle hayatına devam edebilmesidir. Rızasız ve anlaşmasız yapılan erdem dışı muamelelerin son bulması. Çalınan, el konulan, yok sayılan hakların iadesi. Muhacirliğin ve göçün sürüklediği göçebe hayatın, dehşet verici ölümlerin açlık ve sefaletin bitmesidir." dedi. "Kadınlara yönelik ihlaller, insanlık vicdanını isyan ettiren korkunç suçlardır" Kadınların savaşların en çok kaybeden cephesi olduğunu ifade eden Karaca, "Suriye, Yemen, Libya, Filistin ve Mısır'da çatışma ortasında kalan kadınların uluslararası sözleşmelerdeki haklarını en güçlü puntolarla yazıp altını çizerek ihlal edildiğine dikkat çekmek ve bu ihlallerin son bulması için kanunların icra edilmesi gerekliliğini ortaya koymak üzere harekete geçildi. Bu hareket Doğu Türkistanlı kadınların Çin'in işgal süreciyle birlikte gelen sistematik ihlallerinin korkunç bir seviyeye ulaştığını dünyaya duyurmak, atılamayan çığlıklar adına başlatılmıştır. Başlarda Çin Komünist Partisi yönetiminin tamamen kapalı tutup saklamaya çalıştığı bu ihlaller kamp şahitlerinin ve gerçekliği ispatlanan raporların, işkencenin ve sistematik soykırımın boyutlarını dünyanın gözü önüne sermiştir. Sadece kadınlara yönelik ihlaller, tüm insanlık vicdanını isyan ettiren korkunç suçlardır." ifadelerini kullandı. "BM ve BM üyesi tüm devletler Çin’in yapmış olduğu bu suçları durdurmakla sorumludur" Doğu Türkistan'da kamplarda uygulanan zorbalıklara vurgu yapan Karaca, "Haksız ve keyfi tutuklama, hapsedilme, işkence ve toplu tecavüz, zorunlu kürtaj ve kısırlaştırma uygulaması, asimilasyon, öz benlik kaybettirme provokasyonları, dini anlam ifade eden isimlerin değiştirilmesi, aile olmak projesi adı altında ev içine Çinli erkeği zorla kabul ettirme, evlendirme,  zorla Çin'in uzak bölgelerine taşınarak, buralarda zorunlu çalıştırma, aile parçalanması ve çocukların annelerden alınması, kılık kıyafet ve etnik, kültürel ve inanca dair pratiklerin tamamen yasaklanması ve ömür boyu çalışmaya mahkûm edilecek şekilde, sistematik para cezaları. Sadece Doğu Türkistan Hoten bölgesindeki 15 bin kadının tutulduğu bir kamp olması çok sayıda kadının sesi olmamız gerektiği gerçeğini bir kez daha göz önümüze sermektedir. Çin'in Doğu Türkistanlılara etnik ve dini gerekçelerle yapmış olduğu bu sistematik ihlaller, uluslararası hukuka göre soykırım ve insanlığa karşı suçlar kategorisinde olan suçlardır. Çin, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyesidir ve Birleşmiş Milletler bünyesindeki çok sayıda insan hakları sözleşmesine taraftır. BM ve BM üyesi tüm devletler Çin’in yapmış olduğu bu suçları durdurmakla sorumludur." dedi. "Bizim hakkımız sizin de hak alanınızdır" Dünyanın tüm kadınlarına ve uluslararası topluluklara seslenen Karaca, "Dini, inancı, uyruğu ne olursa olsun dünyanın tüm kadınlarını Doğu Türkistanlı kadınlarla dayanışmaya davet ediyoruz. Bizim hakkımız sizin de hak alanınızdır. İhmal etmelerine izin vermeyin. Lütfen bize ses verin. Uluslararası Topluluğa Sesleniyoruz;  Çin’in işlediği bu soykırım suçu ve insanlık suçlarından dolayı yargılama başlatın. Çinli yetkililerin ve sorumluluğu olanların yargılanmasını ve cezalandırılmasını sağlayın." ifadelerini kullandı. "İslamiyet zulme boyun eğmez" İslam âlemine ve tüm dünya liderlerine seslenen Karaca, "Müslüman Uygur kadınlarına yapılan bu korkunç vahşi zulmü durdurun, bu acı ve utancı taşımayın. İslamiyet zulme boyun eğmez mazlumun yanındadır. En kutsal olan can ve namustur. Tüm İslam ülkeleri gereğini yapmalı ve ayrıca Doğu Türkistanlı kadınların bedenine basarak üretimini sürdüren Çin'le olan ekonomik ilişkisine son vermelidir. Son olarak tüm dünya liderlerine sesleniyoruz: Çin’in, Doğu Türkistanlılara yapmış olduğu bu zulmü durdurmak için hala hiçbir şey yapmayacak mısınız? Çin’e yaptırımlar uygulayın. Zira Birleşmiş Milletler Sözleşmesi bu suçları işleyenlere yaptırım uygulanmasını emreder. Hakkı, hürriyeti, onuru insanca yaşamayı koruyun ve tüm dünyaya iade edin." şeklinde konuştu.   Kaynak: PHA
Adıyaman Genç İHH kadın kolları tarafından '8 Mart Dünya Kadınlar Günü' nedeniyle düzenlediği basın açıklamasında, Doğu Türkistanlı kadınlara yönelik insanlık dışı uygulamaların son bulmasını istedi.

Demokrasi Parkı önünde toplanan vatandaşlar ve İHH üye ve gönüllüleri Doğu Türkistanlı kadınlara yönelik insanlık dışı uygulamaları kınadı.
Toplanan üyeler adına açıklama yapan İHH Kadın Kolları Başkanı Güzide Karaca,"Doğu-Batı fark etmeksizin her kadının öncelikle yaşama, giyinme; yeme, içme, inanç ve ibadetlerini özgürce ifa etmesi gayesiyle birleşiyoruz. Kadınlarımızın ötekileştirilmemesi, zulüm görmemesi ve baskın ideolojilerin galip geldiği coğrafyalarda sesini duyuramamasından dolayı tüm kısık seslerin nidası olmak adına farklı meydanlardan farklı megafonlardan aynı cümleleri zulme karşı kaldırıyoruz. Ele geçirilen Doğu Türkistan bölgesinde illegal yollarla kurulan toplama kamplarında kadınlığı, anneliği ve en başta insanlığı gasp eden bu işgali kınıyoruz. 8 Mart gününün anlam ve önemine binaen amacımız; Doğu Türkistan başta olmak üzere yaşayan her kadının onuruyla, inancıyla ve öz benliğiyle hayatına devam edebilmesidir. Rızasız ve anlaşmasız yapılan erdem dışı muamelelerin son bulması. Çalınan, el konulan, yok sayılan hakların iadesi. Muhacirliğin ve göçün sürüklediği göçebe hayatın, dehşet verici ölümlerin açlık ve sefaletin bitmesidir." dedi.


"Kadınlara yönelik ihlaller, insanlık vicdanını isyan ettiren korkunç suçlardır"
Kadınların savaşların en çok kaybeden cephesi olduğunu ifade eden Karaca, "Suriye, Yemen, Libya, Filistin ve Mısır'da çatışma ortasında kalan kadınların uluslararası sözleşmelerdeki haklarını en güçlü puntolarla yazıp altını çizerek ihlal edildiğine dikkat çekmek ve bu ihlallerin son bulması için kanunların icra edilmesi gerekliliğini ortaya koymak üzere harekete geçildi. Bu hareket Doğu Türkistanlı kadınların Çin'in işgal süreciyle birlikte gelen sistematik ihlallerinin korkunç bir seviyeye ulaştığını dünyaya duyurmak, atılamayan çığlıklar adına başlatılmıştır. Başlarda Çin Komünist Partisi yönetiminin tamamen kapalı tutup saklamaya çalıştığı bu ihlaller kamp şahitlerinin ve gerçekliği ispatlanan raporların, işkencenin ve sistematik soykırımın boyutlarını dünyanın gözü önüne sermiştir. Sadece kadınlara yönelik ihlaller, tüm insanlık vicdanını isyan ettiren korkunç suçlardır." ifadelerini kullandı.


" BM ve BM üyesi tüm devletler Çin’in yapmış olduğu bu suçları durdurmakla sorumludur"
Doğu Türkistan'da kamplarda uygulanan zorbalıklara vurgu yapan Karaca, "Haksız ve keyfi tutuklama, hapsedilme, işkence ve toplu tecavüz, zorunlu kürtaj ve kısırlaştırma uygulaması, asimilasyon, öz benlik kaybettirme provokasyonları, dini anlam ifade eden isimlerin değiştirilmesi, aile olmak projesi adı altında ev içine Çinli erkeği zorla kabul ettirme, evlendirme,  zorla Çin'in uzak bölgelerine taşınarak, buralarda zorunlu çalıştırma, aile parçalanması ve çocukların annelerden alınması, kılık kıyafet ve etnik, kültürel ve inanca dair pratiklerin tamamen yasaklanması ve ömür boyu çalışmaya mahkûm edilecek şekilde, sistematik para cezaları. Sadece Doğu Türkistan Hoten bölgesindeki 15 bin kadının tutulduğu bir kamp olması çok sayıda kadının sesi olmamız gerektiği gerçeğini bir kez daha göz önümüze sermektedir. Çin'in Doğu Türkistanlılara etnik ve dini gerekçelerle yapmış olduğu bu sistematik ihlaller, uluslararası hukuka göre soykırım ve insanlığa karşı suçlar kategorisinde olan suçlardır. Çin, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyesidir ve Birleşmiş Milletler bünyesindeki çok sayıda insan hakları sözleşmesine taraftır. BM ve BM üyesi tüm devletler Çin’in yapmış olduğu bu suçları durdurmakla sorumludur." dedi.


"Bizim hakkımız sizin de hak alanınızdır"
Dünyanın tüm kadınlarına ve uluslararası topluluklara seslenen Karaca, "Dini, inancı, uyruğu ne olursa olsun dünyanın tüm kadınlarını Doğu Türkistanlı kadınlarla dayanışmaya davet ediyoruz. Bizim hakkımız sizin de hak alanınızdır. İhmal etmelerine izin vermeyin. Lütfen bize ses verin. Uluslararası Topluluğa Sesleniyoruz;  Çin’in işlediği bu soykırım suçu ve insanlık suçlarından dolayı yargılama başlatın. Çinli yetkililerin ve sorumluluğu olanların yargılanmasını ve cezalandırılmasını sağlayın." ifadelerini kullandı.


"İslamiyet zulme boyun eğmez"
İslam âlemine ve tüm dünya liderlerine seslenen Karaca, "Müslüman Uygur kadınlarına yapılan bu korkunç vahşi zulmü durdurun, bu acı ve utancı taşımayın. İslamiyet zulme boyun eğmez mazlumun yanındadır. En kutsal olan can ve namustur. Tüm İslam ülkeleri gereğini yapmalı ve ayrıca Doğu Türkistanlı kadınların bedenine basarak üretimini sürdüren Çin'le olan ekonomik ilişkisine son vermelidir. Son olarak tüm dünya liderlerine sesleniyoruz: Çin’in, Doğu Türkistanlılara yapmış olduğu bu zulmü durdurmak için hala hiçbir şey yapmayacak mısınız? Çin’e yaptırımlar uygulayın. Zira Birleşmiş Milletler Sözleşmesi bu suçları işleyenlere yaptırım uygulanmasını emreder. Hakkı, hürriyeti, onuru insanca yaşamayı koruyun ve tüm dünyaya iade edin." şeklinde konuştu.

 

Kaynak: PHA

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve burokratika.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.